Bu sorunun dehşet verici cevabına X platformundaki bir simülasyonda rastladım. Metehan adlı hesap -ki özgeçmişinde savunma uzmanı olduğu yazıyor- mega kente ABD yapı- mı Castle Bravo bombasının etkisine sahip bir bombanın atılması halinde -Allah korusun- meydana gelebilecek yıkımı bilimsel veriler eşliğinde sıralamış:
Bomba, İstanbul – Şişli civarında bir noktaya atılırsa; patlama, ısı, radyasyon, yangın, şok dalgası, radyasyon hastalığı, kirlilik, serpinti, kanser ve yıkım gibi kısa ve uzun vadeli etkileri olur.
Bombanın düştüğü yerde 1000 metre çapında ve yaklaşık 250 metre derinliğinde bir krater oluşur. (80 katlı bir binanın yüksekliği kadar derin)
Bombanın düştüğü yerin 2 kilometre yarıçapı içindeki tüm yapılar basınç etkisiyle toz haline gelir. (Şişli, Nişantaşı, Beyoğlu, Taksim, Bomonti, Kurtuluş…)
Bombanın düştüğü yerin 4 kilometre yarıçapı içindeki tüm canlılar, oluşan ateş topunun etkisiyle yanarak buharlaşır. (Eminönü’nden Galatasaray Stadı’na, Beşiktaş’tan Bayrampaşa’ya kadar arada kalan tüm yerler)
Bombanın düştüğü yerin 35 kilometre yarıçapı içindeki tüm canlıların vücudunda ısı ve radyasyon kaynaklı ağır yanıklar oluşur. (Büyükçekmece’den Tuzla’ya, Beykoz’dan İstanbul Havalimanı’na)
Aynı alandaki binalar az ya da çok (mesafeye ve binanın dayanıklılığına göre) hasar görür.
Tüm İstanbul’da (hatta rüzgarın durumuna göre Ege-Batı Karadeniz ve İç Anadolu’ya kadar uzanan bir bölgedeki) kanser vakalarında patlama yaşanır.
Radyasyon toprağa da bulaşacağı için bu durum çok uzun yıllar boyu devam eder… (100+ yıl?) Tabii ki bu çok düşük bir olasılık. Ama dünyanın nereye savrulacağının öngörülemediği şu günlerde herkesin fütursuzca diline doladığı “nükleer savaş”ın gerçekte nasıl bir şey olduğunun idrak edilebilmesi adına bu simülasyonu önemsiyorum. Unutmayın, düne kadar hiç kimse İsrail’in bir BM garnizonuna tanklarla dalacağına ihtimal vermiyordu. Nükleer savaştan korunmanın yolu ise bu silaha sahip olup düşmanı caydırmaktan geçiyor. Tıpkı Pakistan gibi…
Ne yapıp edip nükleer silah üretmemiz lazım. Savunma sanayiine 750 liralık katkı payının tartışıldığı şu günlerde yukarıdaki korkunç simülasyonu vesile edip şuraya bir not düşmek istedim.
Tehlikeli bir dizi akımı
Fotoğraf, Deha dizisindeki bir sahneden. İşi kara para aklamak başta olmak üzere türlü karanlık iş çevirmek olan adamın evinin girişinde kocaman Besmele yazısı var. Üstelik özel olarak aydınlatılmış. Yani seyircinin tamamen oraya odaklanması sağlanmış.
Sahnenin amacı tartışmalı. Dini değerleri paravan yapıp perde arkasından her türlü ahlaksızlığı çevirenlere bir gönderme olabilir. Yine de kutsal değerlerin korunması adına bu tür sahnelerin fazla sivriltilmemesi gerekir. Son dönemde dini hassasiyetler üzerine inşa edilen ama günün sonunda toplumu bölmek ve kutuplaştırmaktan başka bir işe yaramayan yeni dizi akımı belli ki reyting cazibesi yüzünden daha derin tahribatlar yaratacak bir yola giriyor. Aman diyeyim…
Gaf kürsüsü
Ehliyeti olmayan motosiklet sürücüsünün “Abi ileride polis çevirmesi var mı?” diye sorduğu motorcu, polis çıkmasın mı?
Zap’tiye
Küçük Ev dizisinin kızları Melissa Sue Anderson, Melissa Gilbert ve Sidney Greenbush’u hatırlıyorsanız, mutlaka checkup yaptırın. Ya şeker ya yüksek tansiyon ya da prostat çıkacaktır!
Ne demiş?
“Paranız olup aklınız yoksa işe yaramaz. Aklınız olup paranız yoksa o da işe yaramaz. İkisini de çok doğru kullanmak gerekir.” (Fatih Terim)
Haber Kaynak : SABAH.COM.TR
“Yayınlanan tüm haber ve diğer içerikler ile ilgili olarak yasal bildirimlerinizi bize iletişim sayfası üzerinden iletiniz. En kısa süre içerisinde bildirimlerinize geri dönüş sağlanılacaktır.”
GÜNDEM
07 Kasım 2024SPOR
07 Kasım 2024GÜNDEM
07 Kasım 2024SPOR
07 Kasım 2024SPOR
07 Kasım 2024GÜNDEM
07 Kasım 2024GÜNDEM
07 Kasım 2024